Raw Food



İngilizce çiğ anlamına gelen raw kelimesi ile sadece meyve sebzeleri çiğ olarak pişirmeden tüketmek değil canlı beslenmek vurgulanıyor.

Raw food denildiğinde çoğu kişinin aklına gelen sadece salata yemek belki... ancak bu menüler sandığınız gibi sadece meyve ve sebzelerden oluşmuyor ve hiç de öyle düşündüğünüz gibi kısıtlı da değil.

Bu beslenme şeklinde pişirilmeden hazırlanan yiyeceklerle beslenilir.  Beslenmede çiğ sebze meyve, çiğ kuruyemişler, yağlı tohumlar, filizlendirilerek tüketilen kökler, hindistancevizi, avakado, natürel zeytinyağı gibi rafine olmayan yağlar vb. yiyecekler kullanılır. Tüm bu yiyecekler bildiğiniz ham haliyle sofraya gelmek yerine kesme, doğrama, karıştırma, güneşte kurutma gibi yöntemler kullanılarak hazırlanan karışımlarla hem lezzet hem görüntü açısından daha tatmin edici menüler haline gelir.

CANLI BESLENİN CANLILIĞINIZI KORUYUN

Çiğ sebze meyve ile beslenmenin toksik maddelere daha az maruz kalmak; daha canlı dinç  ve enerjik hissetmek; sağlıklı kilo vermek; bedenin vitamin, mineral, aminoasit ihtiyacını karşılamak; bağışıklık sistemini güçlendirmek; kronik ya da akut birçok hastalığın tedavisine yardımcı olmak  vb. sayısız faydaları vardır.

Bitkiler dallarından kopup buzdolabından pişirilmek üzere alınıp soframıza gelene kadar  geçen süreçte yüzde elli üzerinde vitamin-mineral değer kaybına uğruyor. Buna bir de pişirme ile yaşanan kayıp eklendiğinde yediğiniz yemekteki fayda minimuma düşüyor.

Ayrıca vücudun sindirim için ihtiyacı olan enzimler pişirilme ile yok oluyor ve sindirim süreci sekteye uğruyor. Çiğ beslenirken enzimler yok olmadığı için kilo alma problemi ortadan kalkıyor.

Pişirilen meyve-sebzeler ve hayvansal gıdaların sindirim süreci çok daha zorlayıcı olduğu için beslenme ile sağlanan enerjinin çoğu sindirim sistemi sürecinde harcanıyor, kişi enerjik hissetmek yerine yorgun ve bitkin hissediyor. Oysa bu beslenme şekli ile daha canlı ve dinç kalmak mümkün. Ne yiyorsak oyuz ve canlı beslenerek de canlılığımızı koruyoruz haliyle.

NASIL ÇİĞ BESLENELİM

·       Doğadaki renklerden esinlenin: Renklerinden esinlenerek farklı renklerdeki meyve ve sebzeleri mutlaka öğünlerinize bolca dahil ederseniz bedeninizin ihtiyacı olan vitamin, mineral ve aminoasitleri alıyor olacaksınız. Örneğin yeşil, kırmızı, mor, turuncu, sarı vb…

·       Yetiştirilme ve son kullanıcıya ulaşma sürecinde toksik madde ve kimyasala maruz kalmayan organik sertifikalı yiyecekleri tercih edin.
·       Meyve ve sebzeleri ilk yıkama öncesi sirkeli suda bir sure bekleterek temiz arıtılmış su ile birkaç kez iyice yıkayın.

·       Çiğ olarak hazmetmekte zorlandığınız sebzeleri zeytinyağı ve tuz kullanarak yumuşatabilir rengini kaybetmeden çok kısa süreli olarak buharda pişirebilirsiniz.

·       Küçük mutfak aletlerini kullanın: Katı meyve sıkacağı, blender, mutfak robotu gibi mutfak aletlerinden faydalanarak lezzetli sağlıklı içecekler ve yiyecekler hazırlayabilirsiniz. Doğrayıcı, karıştırıcı ve  mutfak robotları ile kendinize pasta, tatlı vb… birçok sağlıklı lezzeti kolaylıkla hazırlayabilirsiniz. Bu aletleri kullanarak kesme, parçalama, ezme işlemleri ile aynı zamanda sindirim sürecine de yardımcı olursunuz.

Yeni yıl arifesinde 2017 yılı için sağlıklı beslenme hedefiniz varsa birinci önerim öncelikle menülerinizin yüzde 50 sini çiğ beslenmeye ayırmanızdır. İkinci önerim sebze, meyve, tohum, filizlenmiş kökler, natürel yağlara menülerinizde daha fazla yer açmanız ve bunları öğünlerinizde pişmiş gıdaları yemeden önce tüketip sonra pişirdiğiniz gıdalara geçiş yapmanızdır. Zaten bu adımları atarken bedeninizde gözlemledikleriniz ve yaşayacağınız farkındalıkla kendiliğinden sağlıklı beslenmeye doğru yol alacaksınız. Siz yeter ki niyet edin...  

Sağlıkla kalın...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder